İlkel Akrabalık - Çift Bağı İnsan Toplumunu Nasıl Doğurdu? 3
- Okunduğu Gibi
- 16 saat önce
- 7 dakikada okunur
I. EVRİMSEL TARİHÇİLER OLARAK PRİMATOLOGLAR
(1.1) 2. Primatoloji ve İnsan Davranışının Evrimi
Filogenetik Ayrıştırma İlkesi (The Phylogenetic Decomposition Principle)
Dış Evlilik Yapılandırmasını Yeniden İnşa Etmek (Reconstructing the Exogamy Configuration)
Exogamy Konfigürasyonunun Yeniden Yapılandırılması
Bu bölümde şunu bulacaksınız: İnsanlar neden tek eşli ya da çok eşli evlilikler yapıyor? Erkekler ve kadınlar nasıl eş seçiyor? Aile dediğimiz şey nasıl ortaya çıktı?
Bu bölümde Chapais, insan toplumunun nasıl evrimleştiğini anlamak için, “dışevlilik (exogamy)” yani akraba olmayan biriyle evlenme düzeninin nasıl ortaya çıktığını araştırıyor. Diyor ki: İnsanlar diğer maymunlardan farklı olarak, bir erkekle bir kadının uzun süreli birliktelik kurduğu bir düzene geçmiş olabilir. Bu, çocukların babasını tanımasını ve böylece hem anne hem baba tarafından akrabaların tanınmasını sağlamış olabilir.
Chapais’e göre, bu düzenin ortaya çıkışı bir anda değil, eskiden var olan bazı özelliklerin yeni işlevler kazanmasıyla oldu. Tıpkı ellerimizin önce tutmak için evrimleşip, sonra alet kullanmak için işe yaraması gibi. Aynı şekilde, eskiden sadece anneyle olan akrabalık tanınırken, zamanla babayla olan bağlar da önem kazandı.
Yani, insan toplumu rastgele çiftleşen maymun topluluklarından farklı olarak, daha düzenli ilişkiler kurmaya ve aile yapıları oluşturmaya başlamış olabilir. Ancak bu sistemin nasıl kurulduğunu anlamak için, özellikle kadınların neden belirli erkekleri seçtiğini de iyi kavramak gerekiyor.
Bu başlık bilgi dolu, “Exogamy Konfigürasyonunun Yeniden Yapılandırılması” adını taşıyor. Bu başlık vesilesi ile şunu belirteyim ki Chapais’in yazım tarzını çok beğendim. Derdini çok net bir şekilde ifade ediyor. Konunun geçmişini ve kimlerin neyi neden savunduklarını çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu sebeple çok öğretici bir kitap olduğunu söylemeliyim.

Başlık şu paragraf ile başlıyor:
“Karşılıklı egzogamiyi kendisini oluşturan yapı taşlarına ayırmak, insan toplumunun evrimsel tarihini yeniden inşa etmenin yalnızca ilk adımıdır. Ayrıca tüm sistemi yeniden oluşturmak ve özellikle iki soruyu ele almak gerekir: Ekzogami konfigürasyonunun orijinal özellikleri, primat düzeninde muadili olmayanlar, nasıl evrimleşti ve tüm yapı taşları aynı hominid türünde nasıl bir araya geldi? Bu sorular Bölüm III'ün konusunu oluşturmaktadır. Cevapların, insan olmayan primatlarda yaygın olan atasal çok erkekli-çok kadınlı grup bileşiminin evrimsel zaman içinde istikrarlı üreme bağları içeren yeni bir çiftleşme sistemi ile birleşmesinde yattığını ve bu birleşimin çok aileli grupları ürettiğini iddia edeceğim. İnsan türünün çiftleşme sistemini karakterize etmek için “istikrarlı üreme bağları” ifadesini kullanıyorum. Bunun yerine “çift bağlanma” (pair-bonding) terimini de kullanabilirdim, ancak çoğu insan için çift bağlanma, tek bir erkek ile tek bir dişi arasındaki kalıcı üreme ilişkisini ifade eder ve insan çiftleşme düzenlerinin önemli bir bölümünü—yani çok eşli (polijini) ve çok kocalı (poliandri) birliktelikleri—dışarıda bırakır. “İstikrarlı üreme bağları” bu nedenle daha az belirsiz bir terimdir, ancak iki ifadenin eşanlamlı olduğu unutulmamalıdır, bu konuya daha sonra ayrıntılı olarak döneceğim. Ayrıca “aile” kelimesini burada geniş bir anlamda kullanıyorum; bu, monogami, polijini ve poliandri gibi çeşitli evlilik biçimlerini ve çekirdek aileden geniş aileye kadar farklı aile yapılarını kapsamaktadır.”
Chapais, “istikrarlı üreme bağları” (stable breeding bonds) ve “çift bağlanma” (pair-bonding) kavramları birbirine yakın anlamda kullanılsa da, “istikrarlı üreme bağları” terimini tercih etmesinin nedenini şöyle açıklıyor:
Çift bağlanma (pair-bonding) genellikle tek eşli (monogam) bir üreme ilişkisini ifade eder, yani bir erkek ve bir dişi arasında uzun süreli bir çiftleşme bağı bulunur.
İstikrarlı üreme bağları (stable breeding bonds) ise bu tanımı genişletir. Sadece monogamiyle sınırlı kalmaz, aynı zamanda polijini (çok eşlilik - bir erkeğin birden fazla kadınla evlenmesi) ve poliandri (bir kadının birden fazla erkekle evlenmesi) gibi diğer insan çiftleşme düzenlerini de kapsar.
Yani istikrarlı üreme bağları daha kapsayıcı bir terimdir ve insan topluluklarında görülen farklı evlilik ve çiftleşme sistemlerini içerecek şekilde kullanılır. Çift bağlanma ise daha çok tek eşli ilişkilerle ilişkilendirildiği için, Chapais bu ifadenin yanlış anlamalara yol açabileceğini düşünüyor.
Bu başlıkta benim babalığın keşfine yönelik olarak cevabına aradığım soruya yönelik yaklaşımını görüyoruz. Chapais babalığın nasıl keşfedilmiş olabileceğine dair görüşünü bir ilke ile açıklıyor. Yeni özellikler, çoğu zaman doğrudan belirli seçilim baskıları sonucunda değil, mevcut bileşenlerin birleşmesi ve önceki adaptasyonların farklı bağlamlarda yeniden işlev kazanmasıyla ortaya çıkar diyor. Bu ilke, ön adaptasyon (preadaptation) kavramına dayanıyor. Önceden farklı bir işlevi olan bir özellik, yeni bir çevresel ya da biyolojik değişimle birlikte başka amaçlar için kullanılabilir. Bu süreçte, yeni özellikler doğrudan doğal seçilim tarafından şekillendirilmese bile, bir kez ortaya çıktıklarında seçilime konu olabilirler. İnsan elini buna örnek olarak veriyor. İnsan Eli başlangıçta tutunma ve kavrama için evrimleşmişti. Bipedalizm (iki ayaklılık) geliştikten sonra, taşıma, alet yapımı ve iletişim gibi yeni işlevlere uygun hale geldi. Yani, önceden var olan bir özellik (grasping) yeni bir bağlamda kullanılarak başka amaçlara hizmet etmeye başladı.
İşte yukarıda anlatılana benzer durumu babalığın keşfi için kullanıyor. Agnatik (Baba Soylu) Akrabalığı anlamak için yukarıdaki silsileye benzer şekilde bir sıralama yapıyor. Başlangıçta hominidlerde anne soyuna (uterine kinship) dayalı akrabalık tanıma vardı. Kalıcı üreme bağları (stable breeding bonds) ortaya çıkınca, babalar çocuklarını tanımaya başladı. Mevcut anne soyuna dayalı akrabalık tanıma yetisi, baba soyunu da tanıyacak şekilde genişledi. Yani, önceden var olan bir bilişsel yeti yeni bir bağlamda kullanıldı ve farklı bir akrabalık yapısının ortaya çıkmasını sağladı.
Bu özetlediğim bilgileri metinde şu şekilde görüyoruz:
Sayfa 27:
“Bu ilke, insan toplumunun evrimsel inşasında önemli bir rol oynamış gibi görünmektedir. Aksi takdirde insan olmayan primatların temel özellikleri olan bazı bilişsel yetenekler, gelişimsel süreçler ve sosyal örüntüler, sadece birkaç yeni unsurla birleşerek yeni bağlamlarda ifade edilmeye başlanan önemli ön uyarlamalar olarak hareket etmiştir. Daha önce de belirtildiği gibi, eski ön adaptasyonların yeni bir hayat bulabildiği ve orijinal özellikler üretebildiği en önemli yeni unsur, erkekler ve dişiler arasında kalıcı üreme bağlarına dayanan yeni bir çiftleşme sistemiydi. Bu değişimin hominid toplumu üzerindeki etkisi, iki ayaklı hareketin el kullanımı üzerindeki etkisi gibiydi. Örneğin, agnatik akrabalığın, rahim akrabalığına ilişkin önceden var olan adaptasyonlarla istikrarlı üreme bağlarının birleşiminin bir yan ürünü olarak ortaya çıktığını iddia edeceğim. Baba ve anne arasındaki istikrarlı üreme bağı, babanın yavrusunu tanıması ve yavrunun da babasını tanıması için güvenilir bir araç sağlamıştır. Bu bağlamda, rahim akrabalığının tanınmasında rol oynayan bilişsel yetenekler ve gelişimsel süreçler, hominidlerin baba tarafından akrabalarını tanımalarını sağlamıştır. Kısacası, eski yetenekler yeni bir bağlamda kullanılmak üzere bir araya getirilmiştir. Dolayısıyla, geçmişe bakıldığında, rahim akrabalarının tanınmasında yer alan yetenekler, agnatik akrabalık tanıma için önceden uyarlanmıştır. Aynı şekilde, egzogami konfigürasyonunun diğer bazı önemli özellikleri de diğer unsurların birleşmesinin yan sonuçları olarak, dolayısıyla adaptif olmayan özellikler olarak ortaya çıkmıştır. Ancak ortaya çıktıkları andan itibaren bu yeni özellikler, doğal seçilimin üzerinde çalışabileceği yeni sosyal ortamlar sağlamıştır.”
***
Ben bu tespitin kendi içinde tutarlı olduğunu görüyorum ama doğru olduğunu düşünmüyorum. Kadın ve erkek arasındaki istikrarlı, kalıcı, uzun süreli ilişkinin ön koşulunu yeterince sağlam görmüyorum. Alfa erkeklik düzeninin zamanla yıkıldığını, erkeklerin dişiler tarafından seçilme kriterinin değiştiğini kabul ediyorum. Yani primatlarda görülmeyen bir tür eşleşme düzeni kurduğumuz kesin. Çünkü eş seçimi için erkeklerin kavga etmesinin çok büyük maliyetleri olduğunu anlıyorum. Birbirleri ile mücadele eden erkeklerin geri dönülemez zararlar vermekten kaçınmak zorunda kaldıkları kesin. Alet kullanabilen erkek bunu fiziksel olarak kendisinden güçlü olan erkeği alt etmek için kullanmayı keşfettiği anda bir eşitlime yaşanmış olması kaçınılmaz. Erkeklerin dişilerle cinsel ilişkiye girmek için yeni stratejiler geliştirdiklerini anlıyorum.
Önceden birkaç alfa erkeğin bir çok dişiyle birlikte olduğu düzen yerine daha eşitlikçi bir düzene geçildiğinde dişiler hangi erkekle birlikte olacaklarını neye göre seçerler? Soru bu? Önceden alfa erkeklik kavgasını kazanan fiziken güçlü erkek dişilerle çiftleşme hakkını kazanıyordu. Yeni düzende dişiler erkeklerin hangi özelliklerine bakarak seçim yapacaklar? Kendisine ve muhtemel bebeğine en iyi bakım yapacak ve destek verecek erkeği seçebilirler. Bunda bir sorun yok ama bazı şeyleri göz ardı etmeden bu düzenin uzun süreli ilişkilere yol açtığını söylemek kolay değil.
Şempanze ve bonobolarda dişilerin gruplarını terk ettiklerini bu sistemin atalarımızda da olması gerektiğini kabul edelim. Bu konuyla ilgili oldukça uzun bir değerlendirme yapacağım. Kitabın bu konu ile ilgili yeri geldiğinde bu konuyu ele alacağım. Şimdi buraya yazdıklarımı kitabı okurken aldığım uzun notları da aklımda tutarak yazdığım için odaklanma problemi yaşıyorum. Aynı anda her şeyi yazmak istiyorum ama yazarın düşünce akışına sadık kalmam gerek. Bu konuyu kapatmadan önce şunu söyleyeyim. Chapais’in silsilesi erkeğin dişiyle uzun süren kalıcı ilişki yaşamasına yol açmak zorunda değil. Dişilerin bir erkeği seçme motivasyonunu çok iyi anlamamız gerekiyor. Erkeğin neden bir dişiyi seçtiğini daha kolay görebiliyoruz ama dişinin erkeği neden seçtiğini aynı netlikle ortaya koyamıyoruz. Dişilerin kızgınlık dönemlerini gösteren vücut işaretlerine sahip olmaması ve erkeklerin her an her dişiyle seks yapabilme potansiyeli, dişilerin sadece üreme içgüdüsü ile değil zevk almak için seks yapmaları gerçeklerini göz ardı etmeden bu konuları ele almak gerekiyor.
Kısacası dişilerin erkekleri hangi kriterlere göre seçtiklerini netleştirmeden konuyu tartışmamak gerekiyor. Bu konuya ilerde dönmek üzere şimdilik ara verelim.
***
Biraz fazla dağıttığımın farkındayım bu başlıkta Chapais neler anlatmış yorum yapmadan özetleyeyim ve sonraki başlığa geçelim. Bu bölüm, insan toplumlarının evrimsel olarak nasıl şekillendiğini açıklamak için dışevlilik (exogamy) konfigürasyonunun nasıl oluştuğunu inceliyor. Chapais, insan toplumlarının temel yapı taşlarını parçalarına ayırarak analiz ediyor ve ardından bu bileşenlerin nasıl birleştiğini anlamaya çalışıyor.
Dışevlilik konfigürasyonunun inşasını ve insan toplumunun evrimini anlamak için ilk insan gruplarının çiftleşme ve aile yapıları incelenmeli diyor. İnsanlarda görülen kararlı çiftleşme bağları (stable breeding bonds), diğer primatlardaki çok eşli ve rastgele çiftleşen gruplardan farklı. İnsan toplumlarının özgünlüğünü nerede görüyouz? İnsanlarda çoklu aile grupları (multifamily groups) bulunur; ancak çoğu primatta böyle bir düzen nadirdir. Çoğu primat ya bireysel aileler halinde yaşar (örn. gibonlar, goriller) ya da çok eşli, düzensiz çiftleşen gruplar oluşturur. İnsan toplumları, rastgele çiftleşen gruplardan, uzun süreli çiftleşme bağlarının olduğu gruplara evrilmiş olabilir. Bu geçiş, üreme düzenini değiştirmiş ve insan toplumlarında akrabalık sistemlerinin oluşmasına yol açmış. Preadaptasyon (Ön-uyum) kavramını görüyoruz. Evrimsel süreçte önceden var olan özellikler, yeni işlevler kazanabilir (örneğin, ellerin önce tutmaya, sonra nesne taşımaya adapte olması gibi). Chapais, Uterin akrabalık (anne taraflı akrabalık) tanıma yetisi, zamanla baba taraflı akrabalığın da tanınmasını sağlamış, böylece ataerkil akrabalık sistemleri (agnatic kinship) evrimleşmiş olabilir diyor. Çift bağları (pair-bonding), kabileler arasındaki ittifaklardan önce gelişmiş olmalı. Chapais, insan toplumlarının gelişimi, doğrudan tarihsel kanıtlara dayanarak değil, yapısal analiz yoluyla anlaşılabilir diyor. Evrim sürecinde bazı özellikler doğrudan doğal seçilimin baskısıyla değil, mevcut yapıların birleşimiyle tesadüfen ortaya çıkmış. Sonuç olarak, insan toplumu, rastgele çiftleşen primat gruplarından, kararlı çift bağları kuran ve çoklu aile gruplarına dayalı bir sosyal yapıya evrilmiş. Bu süreçte önceden var olan bilişsel ve sosyal mekanizmalar, yeni işlevler kazanarak akrabalık ve toplum yapısını şekillendirmiş.

insan evrimi, dışevlilik, üreme bağları, çift bağlanma, monogami, polijini, poliandri, babalık, akrabalık sistemleri, Bernard Chapais, antropoloji, evrimsel antropoloji
Comments